- taban tabana
- диаметра́льно противополо́жный
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
taban tabana zıt — birbirine son derece aykırı Boyları bosları bile taban tabana zıttı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
taban — 1. is. 1) Ayağın alt yüzü, aya 2) Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı 3) Ayakkabının alt bölümü 4) Kaide 5) Bir şeyin en alt bölümü 6) Değerlendirmede en alt derece 7) Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taban — tàban m <G mn tȁbānā> DEFINICIJA 1. anat. donja strana stopala koja naliježe na podlogu 2. dio za paljenje puške kremenjače SINTAGMA ravni tabani spuštena stopala FRAZEOLOGIJA gori mu pod tabanima nalazi se u teškoj situaciji, u opasnosti;… … Hrvatski jezični portal
taban halısı — is. 1) Tabana serilen büyük halı 2) argo, esk. Bin liralık bütün kâğıt para … Çağatay Osmanlı Sözlük
hukuk — is., ç., Ar. ḥuḳūḳ 1) Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü, tüze Hukuk daima âdetlerin peşinden gider, önüne geçmez. P. Safa 2) Bu yasaları konu alan bilim Kaldı ki böyle bir hareket, milletlerarası hukuka… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirhemle söylemek (veya konuşmak) — çok az veya yavaş konuşmak Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
takip etmek — 1) yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu. Ö. Seyfettin 2) belli bir yöne gitmek Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız.… … Çağatay Osmanlı Sözlük